KiGeP’e katılmadan önce
okuldan mezun olalı dört ay kadar olmuş, iş arıyordum. Bir
taraftan düşük sermaye gerektirecek bir iş kurarak kısa zamanda
para ve üne kavuşma sevdası, diğer bir taraftan saygın bir
şirkette isteklerime çok aykırı düşmeyecek bir pozisyonda
çalışma fikri arasında kalmıştım.
İşte böyle bir psikoloji içinde iken KiGeP ile tanıştım. Çok
fazla faydası olmayacağı, zaten anlatılacakları bildiğim önyargısı
ile gittiğim daha ilk toplantıda değişik bir platformda olduğumu
farketmeye başladım. Evet, düşündüğüm gibi anlatılan bazı
konularla kitaplarda ya da dergilerde, bir yerlerde karşılaşmıştım
ama burada çok daha farklı bir anlatımla karşılaştım. Burada
bana ben anlatılıyordu, hem de şimdiye kadar hiç göremediğim
tarafımla.
Farkında olmayı öğrendim;
Önce kendi içimde çok hedefim olduğu halde, hayatta kendime
hiç hedef koymadığımın farkına vardım. Mesela, hep düzenli
olarak kitap okumayı hedeflemiştim ama hiç kendime her akşam
yatmadan önce 30 dk. kitap okumalıyım dememiştim.
Engellerin dışarda değil içimde olduğunu öğrendim;
Yapmak istediğim ancak kısıtlarım yüzünden yapamayacağımı
düşündüğüm aktiviteleri yapmak için aslında en büyük kısıtın
kendim olduğumu ve kendi sınırlarımı aştığım zaman diğer engellerin
de ortadan kalktığını farkettim. Hatta bunu bir süre tecrübe
ettikten sonra aslında sınır diye birşey olmadığını da farkettim.
Mesela Almanca ve İspanyolca öğrenmek istediğim halde, beni
bunu yapmaktan alıkoyan tek engelin kendi içimde duyduğum,
yeni bir dil öğrenmenin zor olması korkusu olduğunu öğrendim.
Kendime güvenmeyi öğrendim;
“Yapmaya çalışırım” değil “yaparım” demenin gücünü öğrendim.
Kendine güven duygusunun denizi yükselttiğini, bu sayede geminin
dipteki kayalara çarpmadığını öğrendim. Mesela şu sıralar
açmaya hazırlandığım, kendi adıma açacağım ve sanki bir ‘guru’ymuşcasına
kendi fikirlerimi insanlarla paylaşacağım web sitemi açınca
gülünç duruma düşmekten korkmamayı,
bu işin üstesinden gelebileceğimi öğrendim.
Öğrenmenin sonunun olmadığını öğrendim;
Kısacası KiGeP sayesinde kendimi, “Can Demirağ”’ı farkettim.
Mutlu olabilmem için gerekli tek sermayenin, aslında kendi
içimde yattığını anladım. Herşeyi yapabileceğimi, hiçbir konuda
aciz kalmayacağımı kendime ispatlamış oldum.
Şu anda KiGeP’in ilk toplantısından beri çok zaman geçmiş
durumda. Çalışmak istediğim bir şirkette bana en uygun pozisyonda
çalışıyorum. KiGeP’te öğrendiğime benzer, kendime göre özelleştirdiğim
bir bireysel öğrenme planına sahibim, sürekli güncelliyorum
ve hedeflerimi sayısal olarak görebiliyorum. Yapmak istediğim
her şeye ulaşmanın yolunu biliyorum ve kendime her konuda
güveniyorum. Gelecekte kişi olarak gelmek istediğim noktaya,
asıl hedefime ise her gün bir adım daha yaklaşıyorum.
KiGeP benim için bir dönüm noktasıydı. Hem ben, hem de çevremdekiler
bendeki bu değişikliğin farkındayız ve herşeyden önemlisi,
bugünlerde “Nasılsın?” diye soranlara tek bir kelimeyle, “mutluyum”
diyebilmenin tatlı huzurunu yaşıyorum.
|