CAN DEMİRAĞ
 
- Arif Arısoy
- Can Demirağ
- Çiğdem Karabulut
- Mert Nuhoğlu
- Osman Köroğlu
- Özlem Şerbetçioğlu

KiGeP’e katılmadan önce okuldan mezun olalı dört ay kadar olmuş, iş arıyordum. Bir taraftan düşük sermaye gerektirecek bir iş kurarak kısa zamanda para ve üne kavuşma sevdası, diğer bir taraftan saygın bir şirkette isteklerime çok aykırı düşmeyecek bir pozisyonda çalışma fikri arasında kalmıştım.

İşte böyle bir psikoloji içinde iken KiGeP ile tanıştım. Çok fazla faydası olmayacağı, zaten anlatılacakları bildiğim önyargısı ile gittiğim daha ilk toplantıda değişik bir platformda olduğumu farketmeye başladım. Evet, düşündüğüm gibi anlatılan bazı konularla kitaplarda ya da dergilerde, bir yerlerde karşılaşmıştım ama burada çok daha farklı bir anlatımla karşılaştım. Burada bana ben anlatılıyordu, hem de şimdiye kadar hiç göremediğim tarafımla.

Farkında olmayı öğrendim;
Önce kendi içimde çok hedefim olduğu halde, hayatta kendime hiç hedef koymadığımın farkına vardım. Mesela, hep düzenli olarak kitap okumayı hedeflemiştim ama hiç kendime her akşam yatmadan önce 30 dk. kitap okumalıyım dememiştim.

Engellerin dışarda değil içimde olduğunu öğrendim;
Yapmak istediğim ancak kısıtlarım yüzünden yapamayacağımı düşündüğüm aktiviteleri yapmak için aslında en büyük kısıtın kendim olduğumu ve kendi sınırlarımı aştığım zaman diğer engellerin de ortadan kalktığını farkettim. Hatta bunu bir süre tecrübe ettikten sonra aslında sınır diye birşey olmadığını da farkettim. Mesela Almanca ve İspanyolca öğrenmek istediğim halde, beni bunu yapmaktan alıkoyan tek engelin kendi içimde duyduğum, yeni bir dil öğrenmenin zor olması korkusu olduğunu öğrendim.

Kendime güvenmeyi öğrendim;
“Yapmaya çalışırım” değil “yaparım” demenin gücünü öğrendim. Kendine güven duygusunun denizi yükselttiğini, bu sayede geminin dipteki kayalara çarpmadığını öğrendim. Mesela şu sıralar açmaya hazırlandığım, kendi adıma açacağım ve sanki bir ‘guru’ymuşcasına kendi fikirlerimi insanlarla paylaşacağım web sitemi açınca gülünç duruma düşmekten korkmamayı,
bu işin üstesinden gelebileceğimi öğrendim.

Öğrenmenin sonunun olmadığını öğrendim;
Kısacası KiGeP sayesinde kendimi, “Can Demirağ”’ı farkettim. Mutlu olabilmem için gerekli tek sermayenin, aslında kendi içimde yattığını anladım. Herşeyi yapabileceğimi, hiçbir konuda aciz kalmayacağımı kendime ispatlamış oldum.

Şu anda KiGeP’in ilk toplantısından beri çok zaman geçmiş durumda. Çalışmak istediğim bir şirkette bana en uygun pozisyonda çalışıyorum. KiGeP’te öğrendiğime benzer, kendime göre özelleştirdiğim bir bireysel öğrenme planına sahibim, sürekli güncelliyorum ve hedeflerimi sayısal olarak görebiliyorum. Yapmak istediğim her şeye ulaşmanın yolunu biliyorum ve kendime her konuda güveniyorum. Gelecekte kişi olarak gelmek istediğim noktaya, asıl hedefime ise her gün bir adım daha yaklaşıyorum.

KiGeP benim için bir dönüm noktasıydı. Hem ben, hem de çevremdekiler bendeki bu değişikliğin farkındayız ve herşeyden önemlisi, bugünlerde “Nasılsın?” diye soranlara tek bir kelimeyle, “mutluyum” diyebilmenin tatlı huzurunu yaşıyorum.
 
CAN DEMİRAĞ