Sevgili Gençler,
Kendimizi bilebildiğimiz ilk yıllardan beri, çevremizdeki
herkesin, hemen her konuda, iyi niyetlerle verdikleri öğütleri
hatırlayalım.
Ben bu öğütler içinden kimilerini hatırlıyorum; eminim, benim
hatırlamadığım bazıları da başkalarına yararlı olmuştur.
Benim bu yoğun öğüt bombardımanından niçin bütünüyle yararlanamadığımı
irdelerken başlıca iki neden öne çıkıyor: Birisi, benim özgün
ihtiyaçlarım ile bana verilen öğütlerin örtüşmeyişidir. Ya
da en azından, “ihtiyaç duyduğum anlar” ile “öğüt aldığım
anlar”ın üst üste gelmeyişidir.
Ama bundan daha önemli bir başka neden, her öğüt verildiğinde
içimden yükselen, “ama onu yapabilmem için gereken .........
yok; o halde bu öğüt doğru olsa dahi benim için bir sözden
ibarettir, işime yaramaz” itirazıdır.
Gide gide, her öğüdü aynı kefeye koyarak, “öğüt, öğüt vermek
için yapılır, başkaca bir işe yaramaz” gibisinden yanlış bir
genellemeye varmak da mümkündür. Ben böyle bir genelleme yapmıştım
ve ancak ileri yaşlarımda bu genellemeyi kırıp, öğütler içinden
işime yarayanları arayıp seçip kullanabilmeyi öğrenebildim.
Sonraları, bir başkasının deneyiminin bir parçası demek olan
“öğüt”ün işime yarayabilmesi için gerekenlerin bende var olduğu,
ama üzerinin örtülü ve keşfedilmeyi beklediği gerçeğini keşfettim.
Bunun ne demek olduğunu düşünebiliyor musunuz? Bu ilk anda
inanılmaz gibi görünüyor, ama gerçektir.
Soğuktaki ısınma, acıkınca doyma gibi ihtiyaçlarınız, sizin
dışınızda vardır ve donuk olarak beklemektedirler. Siz onları
fark edip sahiplendiğiniz andan itibaren birer enerji kaynağı
haline gelirler ve sizi harekete geçirirler.
KiGep (Kişisel Gelişme Platformu) katılımlı
çalışma oturumları, öğrenme merkezi, mentor çemberi, öğrenme
çemberleri ve benzeri araçlarıyla bir
“öğrenme ve iletişim platformu” olarak hazırlandı.
KiGeP’te size çeşitli formlar altında sunulacak örnek olaylarla
birlikte,
-
kendi yetenek ve sınırlarınızı
keşfetmenize yardımcı olunacak” ve
-
“kendi yetenek ve sınırlarınızdan
oluşan bir alan içinde yaşadığınız ve bu alanı her genişlettiğinizde
yeni imkânlarla karşılaşacağınız”,
-
“her sorunun öğrenme yetmezliği
demek olduğu, dolayısıyla sorunlarınızın ancak öğrenme
yoluyla çözülebileceği”,
-
“çözülemez gibi duran sorunlarınızın,
daha çözülebilir formlara dönüştürülebilmesi için nasıl
sorular sorulabileceği”,
-
“olumsuz tutumların birer
sorun kaynağı, olumluluğun ise başlıbaşına bir güç olduğu”,
-
“tüm çevrenizin, sizin
öğrenme ihtiyaçlarınızı gidermek için hazır bekleyen imkanlarla
çevrili olduğu”,
-
“amaçlarınıza erişmek
için bir öğrenme planını nasıl yapabileceğiniz”,
-
“öğrenme ihtiyaçlarınızın
giderilmesinde mentorlardan nasıl yararlanabileceğiniz
ya da yeni mentorları nasıl bulabileceğiniz”
gibi konularda sunumlar yapılacak, diğer
katılımcılarla yardımlaşmalı çalışmalar yapacaksınız.
Bütün bunlar için aklınıza gelebilecek olan “ben bunları nasıl
yapabilirim ki” sesine kulağınızı kapatın ve şunu hatırlayın:
“Ben bunları yapabilirim. Gerçekten bende böyle bir güç varsa
bunu denemeliyim. Eğer bir kere başarılı olursam müthiş bir
hazine ile karşı karşıyayım demektir.”
Sevgili Gençler,
Bu mektubumu okuduğunuz andan itibaren önünüzde iki seçenek
olacak: biri, sizi alıkoyan, bir şeyler yapamayacağınızı ve
de yapmamanız gerektiğini söyleyen ömür tüketme yoludur.
Diğeri ise kendinizi ve çevrenizdeki imkanları keşfetme yoludur.
Ben, yaşamımın bir bölümünü birinci yolda geçiren, ama sonraları
tamamen tesadüflerle ikinci yolun varlığını fark etmiş bir
örnek olarak, size deneyimlediğim ve gerçekliğinden yüzde
yüz emin olduğum bir yolu deneyimlemenizi öneriyorum.
Bu yol, herhangi bir amacınızı gerçekleştirmek için kullanılabilir.
İş bulmak, hizmet satma yoluyla işinizi kurmak, bilmediğiniz
bir sporu öğrenmek ya da kilo vermek gibi herhangi bir amaçla
bu yolu kullanabilirsiniz.
“Kendinizi ve çevrenizdeki imkanları keşfedip, amaçlarınıza
göre bir plan yapıp bu imkanları harekete geçirmek ” olarak
özetlenebilecek bu yolda sizlere başarılar diliyorum ve başarınızdan
zerrece de kuşku duymuyorum. Haydi bakalım! |